Otizm

Otizm

Kök Hücre ile Otizm Hastalığı Tedavisi

Kök Hücre Tedavisi ile otizm hastalarında, hastalığın daha ileri safhalara geçmesi büyük oranda engellenir ve mevcut durumunda iyileşmeler sağlanır. Tedavi sonrasında, bilişsel gelişim, öğrenme kapasitesinde artış, daha yeterli ve gayretli olma, bilgiyi daha kısa sürede anımsama ve daha uzun süreyle hafızada tutabilme, çevresel uyumda artış, mide bağırsak (sindirim sistemi) işlev gelişimi, bağışıklık sistemi gelişimi gözlemlenir.

  • Kök hücrelerin sinir, beyin ve kas gibi dokundukları hücrelere dönüşme özellikleri vardır, bu nedenle otizm tedavisinde kullanılmaktalardır. Hastaya nakledilen kök hücreler genetik olarak bu bozukluğu taşımayan kök hücrelerdir. Bu nedenle bozuk olan hücrelerin yerini alarak hastalığın ilerlemesini yavaşlatır, tamamen durdurabilir ve gerilemesini sağlayabilirler.
  • Verilecek kök hücre sayısı hastanın yaş ve kilosuna göre belirlenir. Tedavi, 45 gün ara ile 3 seans veya 3 gün üst üste uygulama ile gerçekleştirilir.
  • Tedavi protokolü tamamen hastanın durumuna göre ayarlanır, her hasta için farklı protokol uygulanır.
  • Otizmli hastalarda kök hücre tedavisi ile çok yüksek oranda olumlu sonuçlar görülmüştür. Hastaların %85’inde hastalığın daha ileri safhalara geçmesini büyük oranda engellemiş ve mevcut durumda iyileşme sağlanmıştır.

Otizm Nedir?

Otizm, beynin ve sinir sisteminin farklı yapısından ya da işleyişinden kaynaklandığı kabul edilen, iletişim ve sosyal etkileşim sorunları, kısıtlı ilgi alanları ve tekrarlayan davranışlarla ortaya çıkan nörobiyolojik bir bozukluktur. Başkalarıyla etkileşimde bulunmayı engelleyen ve kişinin kendi iç dünyasıyla baş başa kalmasına yol açan otizm, genellikle yaşamın ilk 3 yılında ortaya çıkmakta ve bireylerin sosyal iletişim, etkileşim ve davranışlarını olumsuz olarak etkilemektedir. Uygulanacak rehabilitasyon programları ve tedavilerle rahatsızlığın etkilerini minimize etmek mümkündür.

Otizmin Belirtileri Nelerdir?

  • Başkalarının farkında değilmiş gibi davranma
  • Göz teması kuramama
  • Akranlarına göre konuşmada geri kalma
  • Uykusuzluk, huzursuzluk, uyku bozuklukları
  • Uyumsuz davranışlar
  • Rutin değişikliğine aşırı tepki verme
  • Duyusal olarak ilk yıllarda seslere kayıtsız kalma veya gürültüden aşırı rahatsız olma
  • Donuk ve boş bakma
  • Ağrıya, acıya, üşümeye tepkisizlik
  • Başını, vücudunu sallama gibi tekrarlayan davranışlar
  • Düşük kas tonusu
  • Daha az mimik kullanma

Bu belirtiler görüldüğü taktirde otizm değerlendirmesi için mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır. Araştırmalar, henüz 14 aylıkken dahi otizm teşhisi konulabildiğini ve hastalığın etkilerini azaltacak tedavi yöntemlerinin uygulanabildiğini göstermektedir.

Otizmin Nedenleri Nelerdir?

Otistik spektrum bozukluklarının nörolojik nedenlerden kaynaklandığı sanılmaktadır. Araştırmalar, otistik spektrum bozukluklarının çocuk yetiştirme özellikleriyle ya da ailenin sosyoekonomik özellikleriyle ilişkisi olmadığını göstermiştir.

Otistik spektrum bozukluklarının genetik olabileceği yönünde bazı bulgular vardır fakat geni ya da genleri henüz bulunmuş değildir. Kardeş ve ikiz çalışmaları bu görüşü doğrulamaktadır. Otistik bir çocuğun kardeşinde otizm görülme riski genel nüfusa göre 50-100 kat daha fazladır. Tek yumurta ikizlerinde her ikisinin birden otistik olma oranı çift yumurta ikizlerine göre daha fazladır. Çevresel faktörlerin de etkili olduğunu düşündürecek bulgular mevcuttur.

Son verilere göre, otistik spektrum bozuklukları yaklaşık her 150 çocuktan birini etkilemektedir ve erkeklerdeki yaygınlığı kızlardan dört kat fazladır.

Otizmin Tedavisi

Tedavinin öncelikli amacı, hastadaki bozuklukları ve ailenin çektiği sıkıntıları azaltmak ve hastanın yaşam kalitesi ile işlevsel bağımsızlığını arttırmaktır. Otizmin tek bir tedavi yöntemi yoktur ve genellikle tedavi çocuğun gereksinimlerine göre ayarlanır. Küçük yaşlarda yoğun ve sürekli eğitim programları ve davranış terapileri çocukların kendine bakabilme, sosyal ve iş yetileri kazanabilmesine yardımcı olur. Etkili yaklaşımlar arasında uygulamalı davranış analizi, gelişimsel modeller, yapısal öğretme, konuşma ve dil terapisi, sosyal yetiler terapisi ve ergoterapi bulunur.

OSB ile ilgili sorunları tedavi etmek için birçok ilaç kullanılmaktadır.

İlaçların yanı sıra birçok alternatif terapi ve müdahale yöntemi bulunsa da, bunların çok azı bilimsel araştırmalarla desteklenmektedir. Tedavi yaklaşımlarının yaşam kalitesi kapsamında çok az deneysel desteği bulunur ve birçok program öngörüsel geçerlilik ve gerçek dünyaya uygunluk gibi konuları kapsamayan başarı ölçütleri üzerine yoğunlaşır

Kök Hücre ile Otizm Tedavisi

Kök hücreler vücudumuzdaki bütün dokuları ve organları oluşturan, dokundukları hücrelere dönüşebilme ve sınırsız bölünebilme yeteneğine sahip, tüm vücudumuzun yenilenmesini ve tedavisini yapabilen doğal onarıcılardır. Bu nedenle Otizm tedavisinde kullanılabilmektedirler.

Hastalığın tedavisindeki başarı oranı hastanın yaşı, hastalığın süresi ve hastanın var olan durumuyla doğru orantılı olmakla beraber, vakaların %90’ında, hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılması, tamamen durdurulması ve geriletilmesinde %85 oranında başarı sağlanmıştır. Hastadan alınan sonuçlar 1 yıl içerisinde olumlu yönde artışa göre değerlendirilir. Olumlu sonuç alınmaya başlandıysa tedavi tekrar edilerek başarı yüzdesi artırılır.

Kök hücre ve rutin terapiler birleştirilerek aşağıdaki başarılar sağlanabilmektedir;

  • Bilişsel gelişim.
  • Öğrenme kapasitesinde artış gelişimi
  • Daha yeterli ve gayretli olma gelişimi
  • Bilgiyi daha kısa sürede anımsama ve daha uzun süreyle hafızada tutabilme gelişimi
  • Çevresel ve uyum gelişimi
  • Mide bağırsak (sindirim sistemi) işlev gelişimi
  • Bağışıklık sistemi gelişimi

Bu hastalığın tedavisi Ukrayna, Kiev’de bulunan GenCell Kök Hücre Tedavi Merkezi’mizde yapılabilmektedir.

Uygulama Şekli:

Verilecek hücre sayısı; hastanın yaş ve kilosuna göre belirlenir. Tedavi mezenkimal kök hücre (hastanın kendi yağ dokusu veya kemik iliğinden elde edilen) veya fetal kök hücre kullanarak gerçekleştirilir. Hangi tedavinin uygulanacağına hastanın durumuna göre karar verilir. 45 gün ara ile 3 seans veya 3 gün üst üste uygulama ile gerçekleştirilebilir. Tedavi protokolü tamamen hastanın durumuna göre ayarlanır, her hasta için farklı protokol uygulanabilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Kök Hücre Tedavisinin Başarı Oranı Nedir?

Verilen kök hücrelerin boyutu beyin hücrelerinin arasından geçebilecek boyutta küçüktür. Bu nedenle erken dönem teşhislerde tedavinin başarı oranı ciddi anlamda artmaktadır. Yapılan çalışmalarda, kök hücre tedavisi ile çok yüksek oranda olumlu sonuçlar elde edilebilmiştir. Hastaların %85’inde hastalığın daha ileri safhalara geçmesini büyük oranda engellemiş ve mevcuttaki kötü durumun düzelmesini sağlamıştır. Uygulanan tedavilerin en açık ve kalıcı etkileri nörolojik ve zihinsel semptomların ortaya çıktığı hastalığın başlangıç aşamasında (vakaların %90’ında) elde edilebilmiştir. Hastadan alınan sonuçlar 1 yıl içerisinde olumlu yönde artışa göre değerlendirilir. Olumlu sonuçlar alınmaya başladıysa tedavi tekrar edilerek tedavi başarı yüzdesi artırılır.

Otizmin Tanı ve Teşhisi Nasıl Konulur?

Otizm rahatsızlığı 14. Aydan itibaren tespit edilebilmektedir. Rahatsızlığın tespit edilmesi bazı vakalarda bu kadar erken olabilirken bazılarında ise 2-3 yaşa kadar anlaşılmayabilir. İyi gözlem yapan ve bilinçli olan aileler çocuklarındaki belirtileri daha erken safhalarda fark ederek erken teşhisi hızlandırırlar.

Bebeklik dönemi açısından değerlendirme yapıldığında, otizmin erken teşhisi ile ilgili olarak özellikle sosyal belirtilere dikkat edilmesi gerekmektedir. 15. aya kadar göz kontağı kurmama, taklit etmeme, yüz ifadesinin donukluğu ve olağandışı motor bulgular özellikle önem taşımaktadır.

Erken Tanıda Dikkat Edilmesi Gereken En Belirgin Gelişim Özellikleri Nelerdir?

1.ay: Yüze bakma
2.ay: Gülümseme
2-3. ay: Obje takibi
2-6. ay: Sesli uyaranlara tepki
3-6.ay: Kavrama becerileri
4-7.ay: Yüz ifadelerini ayırma
6. ay: Heceleme
7. Ay: Konuşma seslerini taklit
8-10.ay: Bakım verenleri tercih etme
12. ay: Bakım verenden ayrılmaya tepkisizlik
12-24. ay: İşaret etmeme, objeyi yetişkine göstermeme, isme cevap vermeme, uygun jestleri göstermeme, sosyal uyaranlara tepkisiz davranma
12. ayda babıldama yok, 16.ayda sözcük yok ise, 24. ayda spontan iki kelime ile cümle yok ise , bir uzman tarafından çocuğun değerlendirilmesi kritik önem taşımaktadır.

Otizmin türleri nelerdir?

Asperger Sendromu:

Asperger sendromu otizmden daha hafif seyreden bir otistik spektrum bozukluğu kategorisidir. Otizmden farkı, hastalarda dil gelişiminde sorunlara rastlanmamasıdır. Asperger sendromunda sosyal etkileşimde önemli sorunlar görülür, ilgi ve davranış sınırlılıkları ve takıntıları mevcuttur.

Çocukluk Disintegratif Bozukluğu:

2 yaşından sonra başlayan bu bozukluğun başlamasıyla, önceden edinilmiş yetiler hızla yitirilir. Çocukluk disintegratif bozukluğu tanısı alan çoğu çocuğun zihinsel becerileri, ileri derecede zihin özürlü düzeyine kadar geriler. Bu çocuklar, birkaç yıl içinde, ileri düzeyde otizm tanısı alanlarla çok benzer hale gelirler. Çocukluk disintegratif bozukluğuna, çok seyrek rastlanmaktadır.

Rett Sendromu:

Rett sendromu 6–18 aylar arasında başlar. Neredeyse yalnızca kızlarda görülen bu sendrom, kalıtsaldır. Sendromun başlamasıyla, tüm zihinsel, sosyal, iletişimsel ve devinsel beceriler geriler; ayrıca, denge bozuklukları ortaya çıkar.

Atipik Otizm:

Atipik otizm, başka şekilde sınıflandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluklar (PDD-NOS) için kullanılan genel bir terimdir. Atipik otizm, otizm ya da Asperger sendromunun bazı özelliklerinin görülüp, bazılarının görülmemesi durumlarında konulan tanıdır. Örneğin, hafif otistik belirtiler gösterme durumunda ya da yüksek işlevli otizm özelliği gösterme durumunda genellikle atipik otizm tanısı konmaktadır.

BİLİMSEL ÇALIŞMALAR:
  • Siniscalco, D., Sapone, A., Cirillo, A., Giordano, C., Maione, S., & Antonucci, N. (2012). Autism spectrum disorders: is mesenchymal stem cell personalized therapy the future?. BioMed Research International, 2012.
  • Ichim, T. E., Solano, F., Glenn, E., Morales, F., Smith, L., Zabrecky, G., & Riordan, N. H. (2007). Stem cell therapy for autism. Journal of Translational Medicine, 5(1), 30.
  • Acab, A., & Muotri, A. R. (2015). The use of induced pluripotent stem cell technology to advance autism research and treatment. Neurotherapeutics, 12(3), 534-545.
  • Lv, Y. T., Zhang, Y., Liu, M., Ashwood, P., Cho, S. C., Huan, Y., ... & Hu, X. (2013). Transplantation of human cord blood mononuclear cells and umbilical cord-derived mesenchymal stem cells in autism. Journal of translational medicine, 11(1), 196.

Detaylı Bilgi Al

;
Tüm Hakları Saklıdır. ©2018 GenCellPro